Daisypath Happy Birthday tickers

Daisypath - Personal pictureDaisypath Happy Birthday tickers

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Neler yapıyorsun...

En başta inanılmaz bir merakla her gördüğünü eline almak istiyorsun.Buzdolabı senin için keşfedilmesi gereken en gözde yerlerden biri.

Sorduğumuzda beni,babanı ,anneanneni,teyzeni,sana daha önce ismini söylediğimiz şeyleri mesela kurbağa oyuncağını ,ördeğini ,televizyonu ... vs.vs daha birçok şeyi gösteriyorsun .Hatta bir iki oyuncağın var çok sevdiğin onları sorunca gidip kucaklıyorsun :)
Artık gözlerini ,burnunu saçlarını ağzını gösteriyorsun.
Televizyonda reklamları izlemeye bayılıyorsun ,hatta hiç hoşlanmasamda televizyon seyrederken daha rahat yemek yiyorsun.Suyunu bardaktan içiyorsun.Bu sıralar birde çatalla kendi başına yemek istiyorsun ,tabağa batırıp ağzına götürmeye çalışıyorsun çatalı.
Salıncağında sallanarak uyumaya bayılıyorsun ,hatta ya dışarıda arabayla gezerken yada sallanarak uyuyorsun.Çok nadiren de olsa kucağımda eğer uykun çok gelmişse uyuyakalabiliyorsun ama asla tek başına uyumuyorsun.
En sevdiğin şey dışarıda gezmeye çıkmak.Evden ayrılan her kim olursa olsun hatta bu kişi daha ilk kez gördüğün biri dahi olsa kollarına atılıp onunla gidiyorsun ve çağırdığım halde bana gelmeyip boynuna sarılıyorsun .Bu biraz fazla başına buyrukluk küçük hanım ,inşallah bu ileride bir alışkalık haline gelmez :)
Artık koltuklara da tırmanmaya başladın.Kendini yukarıya doğru çekecek bir yer bulduğun anda koltuğun üzerindesin büyük bir keyifle.Bugünde oyuncak sepetini devirmiştim içindekileri rahat alabilesin diye ,sen ise içindekilerle oynayacak yerde sepetin üzerine tırmanmayı tercih ettin.Yüzünün hali öyle sevimliydiki ,kaydın tekrar çıktınsonra bir daha ,bir daha ve bir daha...
Bu aralar ,aslında yaklaşık bir aydır saklanbaç oynuyoruz seninle."Asya beni bulamaz..." diye seslenip kaçıyoruz ,sende bizi aramaya koyuluyorsun .Sonra bulunca kıkır kıkır gülüyorsun minik dişlerini göstererek.Evet ya birde o minik dişlerin var seni çok daha sevimli gösteren , güldüğün zaman üst damağında birbirinden ayrık duran iki minik inci :)
Geçelerde uykudan uyanıp salona geçmiştik seninle birlikte .Birara yanımdan ayrılmıştın,tam nerdesin diye seni aramaya çıkacakken sen iki elinde biberonların bitiverdin karşımda.Bir birinden bir diğerin içip tatlı tatlı güldün yüzüme ,keyif yaptın bir süre.O kadar şeker göründün ki anlatamam sütkolik bebişim benim :)
İşte böyle küçüğüm ,bunlar benim şuan aklıma gelen ama seni anlatmaya yada senin minik bedeninde taşıdığın o müthiş enerjini tarife imkansız bir kaç küçük olay.Seninle herşeyi yeniden öğrenmek çok keyifli inci tanem...

Öğrenmenin temelinde merak yatar kuzum ,sen kurcalamaya devam et neresi olursa...Gözlükçüde tezgahtar bayanı ayartıp gözlük denerken :) Salıncakta uyku keyfi....Buda bizim Hoca Nasrettin kılığındaki Asya :) eşeğine ters binmiş :)Biberonları kuşanmış ,sütkolik Asya ...

29 Ağustos 2010 Pazar

İlk yaş ....nice yıllara meleğim...

İşte göz açıp kapayana kadar geçti bir yıl.Sen büyüdün ,geliştin ,hayatımızın odağı oldun ,bize hayatın en büyük sevgisini verdin bu zaman içinde.Allah'ın hayatta bize verdiği en büyük hediye ,en büyük mucizesin sen meleğim.SENİ ÇOK SEVİYORUZ ,İYİKİ DOĞDUN ,İYİKİ VARSIN ASYA'M....
Bugün akşam küçük bir doğumgünü partisi yaptık sana.Ramazan ayına denk geldi ilk yaşın ,ne güzel bir tesadüf oldu.Aslında bir iftar yemeği gibi oldu kutlaman ,sonrasında pastanı kestik.Halen anneannenlerde kaldığımız için ,burada yaptık doğumgününü.Babaannen ,çok sevdiğimiz iki güzel aile ve tatlı kızları geldiler.Çok keyifli bir akşamdı.Sen herzamanki gibi hiç yerinde durmadın :)Herzamanki sempatik halinle herkesle iletişim kurmaya çalıştın. Minik Nehir ilk başta biraz çekingen yaklaştı sana ,sen yakınlık gösterdikçe sanırım O da sana alıştı .Akşam ayrılırlarken bir sarılman vardı Nehir'e ,çok tatlıydınız.Nehir senden 6 ay büyük ama sanırım birkaç yıla kadar bu fark kapanacak gibi.Hayat bizleri nereye sürükler bilinmez ama dilerim ileride de bizim anne ve babasıyla oluğumuz gibi iyi arkadaşlar olursunuz.
Naz sizden 2 yaş daha büyük ama sadece çocuklukta bu yaşlar fark oluyor.Şimdi sizin için minik bir abla o :) Biraz uzakta durmayı tercih etsede ,Naz da sonradan açılan çocuklardan. İlk yaşında anne ve baba ile ilk poz...
Annenin elinden doğumgünü pastası yerken...

Babasının bal kızı...
İşte anneler ve kızları ; Ben ve sen :), Gülay ve Nehir ,İlknur ve Naz...Yakınlaşma denemelerinden bir kare :)Eline ne alırsan gidip Nehir'e bir uzattın.Nehir pek ilgilenmeyince biraz sinirlendin :) Nehirde daha sonra seninle paylaşıma geçti ,sana meyve suyundan verdi ,sende pipetle höpürdeterek içtin ve yine şaşırttın bizi :)
İşte böyle meleğim ,demiş ya şair "öyle bir geçer zamanki..."Nice yıllara ,nice yaşlara hep sağlık ve mutlulukla inşallah....

26 Ağustos 2010 Perşembe

Eminönü'nde bir güzel gün ...

Bugün Asya'nın öğlen uykusundan sonra Eminönü'ne geçtik.Alparslan'nın sağlık müdürlüğü'nde kısa bir işini hallettikten sonra saatin 17:30 olduğunu farkedince ,alışveriş için gezmeye fazla vaktimizin kalmadığını anladık.Önce Şark Han'da gezdik.Demet daha önce gitmemişti ,ancak yarım saat sonra kapanan hanı uzunca gezemeden terketmek zorunda kaldık.Sonra inci taneme yaşgünü için elbise baktık.Bu pazar günü bir yaşı doluyor meleğimin :) Ne çabuk geçmiş koca bir yıl ,daha dün gibi o yolları karnım burnumda bebek ve gebe eşyaları bakmak için arşınlamıştık Alparslan'la.Neyse,güzel bir elbise bulduk bebişime ,krem rengi saten ve tülden çok sevimli bişey.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Fenerbahçe orduevi.

Babamız askere gittiğinden bu yana ,her İstanbul ziyaretinde gitmek istiyorduk Fenerbahçe Orduevi'ne .Nitekim bu günü kısmet oldu.Gerçekten çok güzel bir akşam üzeri geçirdik herbirlikte.Sahilde salıncak koltuklar vardı ,bir süre orada oturduk.Asya yanımıza gelen kedilerin peşinden koşturdu.Oldukça geniş bir bahçesi olduğundan tam Asya'mızın çılgın adımlarına uygun bir atmosfer bulduk burada.Yiyecek birşeyler alıp ,beğenmeyince kargaları ,martıları ve kedileri besledik ,tabi Asya'nın mutlu çığlıkları eğliğinde peşlerinden koşmasını seyrederek :)
Kediye önce biraz çekingen yalaşan Asya'nın elinden ...
...zavallı kediciği zor kurtardık.Minik bir afacan olan bal kızım sevgisini biraz haşin bir şekilde gösteriyor .

Anne baba salıncak koltuklarda oturup manzaranın keyfini çıkarırken İnci tanem bir dakika yerinde durmadı...


İşte buda Asya'nın kedi ,martı ve kargaları beslerken çekilen bir videosu .Martıların bu kadar saldırgan olduklarını bilmezdim doğrusu ,kedileri bile yaklaştırmadılar atılan yiyeceklere.

16 Ağustos 2010 Pazartesi

İlk deniz macerası...

Dün ,yıllık izin alıp gelen babamızla ,minik kızımızı denize götürdük.Suyu çok sevdiğini bildiğimiz İnci tanemizin denizden de hoşlanacağını düşündüyorduk ikimizde ama buna rağmen yinede temkinli yaklaşıp Asya'mızı korkutmadan yavaş yavaş suya sokmayı planladık.Gerçekten ilk başta biraz çekindiysede sonrasında sudan çıkmak istemedi.Can simidini bir süre kullandıktan sonra bal kızım onun içinde de durmak istemedi.Ellerini kollarını bir çırpması var tam seyirlik :)Sudan çıkıp kuma geldiğimizde bu kez kumdan çekindi ,belkide ayaklarının altında garip bir doku hissetmesi endişelendirdi onu bilmiyorum ama sonrasında bu kez kumdan ayıramadık prensesi.Başını kuma koyup yattı ,kumu avuçlayıp oyun oynadı kendi kendine.
Bu yıl tatile çıkmaya henüz cesaret edemedik Asya kızımızla çünkü geceleri hala düzensiz uyku periotları ile geçiyor.Sonraki senelere kısmet artık :))

6 Ağustos 2010 Cuma

Pamukçuk :((

Bunca zamandır hiçbir sıkıntın yoktu birtanem...Yenidoğan döneminde daha çok görülen pamukçuk nerden bulduysa seni iki gündür çok sıkıntı çektiriyor sana :( Minik dudaklarında farkettim önce beyazlaşmayı ,çok hafifti halbuki fazla ilerlemez diye düşünmüştüm.Karbonatlı suyla temizledim o an için düzelmiş göründü.Dudakların kıpkırmızı olup,iştahın azalıp yemek yemeyi reddedince ve biberonla dahi süt içerken canın yanmış gibi ağlamaya başlayınca pekte hafif olmadığını anladım rahatsızlığının.En kötüsü ,ağzını temizleyip ilacını damlatırken ağlamana dayanması oluyor,benim yüreğim paramparça ,senin gözlerin yaşlı... :(( Keşke senin yerine ben hasta olsam diye diledim hep ...