Daisypath Happy Birthday tickers

Daisypath - Personal pictureDaisypath Happy Birthday tickers

30 Ekim 2009 Cuma

İkinci ayımızı doldurduk ...

Birkaç gündür kış geldiğini iyice hissettirmeye ,soğuklar artık bizleri kalın giysiler giymeye mecbur etmeye başladı.Bu senenin gribi H1N1 (domuz gribi) herkese korku salıyor .Bizde minik kızımızı mecbur kalmadıkça yada çok gerekmedikçe dışarı çıkarmamaya karar verdik artık.Hasta olacak diye ödüm kopuyor .Ceylan gözleri öylesine masum ve içten bakıyorki ,o gözlerde tek damla yaşa dayanamıyorum.Allah'ım ,minik yıldızlar koymuş prensesimin gözlerine ,çakmak çakmak bakıyor.

Bugün 62 günlük olan inci tanemizin aşıları vardı.BCG, 5 li karma ve pnömokok aşılarımızı olduk.İlk önce bize yakın Acıbadem sağlık ocağına gittik .Tatlı kızım ağlamaya arabaya bindiğimizde başladı ,sağlık ocağında beklerken hiç susmadı .Genelde dışarı çıktığımızda hemen susar bebeğim ama bu kez bir türlü ağlaması kesilmedi.Sağlık ocağında beklerken ne yapsak bilemedik bir türlü.Sanırım Bülent'lerin duası tuttu :) Neyse kısaca BCG aşısı salı günleri açıldığı için aşıları Üsküdardaki sağlık ocağında yaptırmaya karar verdik.Yol boyunca arabada emzirdim ,vardığımızda uyumuştu bile.Çinili sağlık ocağının hem daha temiz hem daha düzenli olduğu konusunda hemfikir olduk babamızla .Güzel meleğimizin kilosu 5430 gr a ,boyu 57,5 cm e ulaşmış.Herşey yolunda gidiyor yani.Aşıları yapılırken haliyle ağladı ama kucağıma alınca susuverdi gül goncam.

Bu aralar ana kucağına alıştırmaya çalışıyoruz ,şimdiye kadar sadece gerçek kucakta uyudu Asya'mız.Bu fotoğrafıda aşı sonrası evde kucağımda uyuduttuktan sonra ana kucağına koyduğumda çektim.Çok uyumadı orada 15 dakika belki...

25 Ekim 2009 Pazar

Dayı geldi

En son ramazan bayramında görmüştü dayısını prenses.Bu hafta sonu ,yeğeninin hasretine dayanamayıp gelmiş :)Asya herzamanki huzursuzluğuna devam etsede ,dayısının kucağında uyumaktan bayağı keyif aldı doğrusu. Asya'yı uyurken sevmek dayısının da pek hoşuna gitti ,ağlarken ise hoplatma işini devraldı "Allah kolaylık versin " diye temennide bulundu.İleride çocuk sahibi olma fikrini birkez daha gözden geçirmesini sağladı minik prenses."Zor işmiş çocuk büyütmek " dedi dayısı.Acaba bu bir çıkarımmıydı yoksa bir endişenin dile getirilmesiydi bilemiyorum :)

24 Ekim 2009 Cumartesi

Bostancı sahili

Uzunca bir süredir ,aslında gebeliğimin son ayından bu yana dışarıda arkadaşlarla buluşup iki çift laf edemedik.Heleki inci tanesi nin doğumundan bu yana evden sadece carefoura gitmek için bir kaç kez çıkabildik.Daha önceleri evde doğru dürüst oturmadığımızı hesaba katarsak ,bu kadar uzun süre evde kalmak hem Alparslan hem de beni kurtlandırdı.Akşam Bülent&Dilek ve Üzeyir&Şaheser le Bostancı sahilinde buluşmak için yola çıktık.Evden çıkarken zaten huzursuz olan tatlı kızımız yol boyunca beslendi ancak huzursuzluğu geçmedi.Arkadaşların yanına vardığımızda artık haykırarak ağlıyordu.Üzeyir abilerin arabada emzirdim biraz daha ,o sırada kızımın sıkıntısını sona erdiren bir sesle kendime geldim.Bal kızım altını öyle fena doldurduki kendi arabamıza giderken üzerini batırmasın diye dua ettim.Akşamın sonrasıda pek farklı değildi.Bir ara babamız gezdirip susturmaya çalıştı ama çığlıklar metrelerce öteden bile duyulunca işi ben ele aldım ,kucakta hoplatarak ayakta bir süre sustu ama canım yavrumun huzursuzluğu devam edince fazla uzun oturamadan arkadaşlara veda ettik.Galiba güzel kızım için bu gezintiler biraz erken.Biraz daha büyüsün ,en azından etrafında olanlara ilgisi artsın ,sanırım o zaman daha keyifli olacak attalar :)

ilknurlar geldi

İki gün önce İlknur ve Okan geldiler. Sanırım bir yılı aşkın bir zaman olmuştu görüşmeyeli .Tatlı kızım vesile oldu bu kez görüşmemize.Asya'm seni görmeye geldi İlknur teyzen.İleride inşallah sen de tanıyacaksın onu , benim en yakın arkadaşlarımdan ,temeli ilkokul yıllarına dayanan hiç bitmeyen bir dostluğumuz var onunla.Asya o akşam bizi hayretler içerisinde bıraktı ,biz yemeğe oturmadan uyutmuştum Asya'yı ama yemek sırasında uyanıverdi .Bu kez herzaman yaptığının tersine ağlamadı,kucak ta istemedi(yani en azında bir süre) hamağında bir süre yattı ,sallandı ,etrafı izledi.Galiba eve yeni birilerinin geldiğini hissetti.Biz Asya pek uslu durmaz hep ağlar dedikçe , o bizi yalancı çıkarmaya kararlı bir vaziyette uslu uslu oturdu.Gece uzun oluduğundan bizim bal kaymak dayanamadı ,mızıldandı .İlknur teyzesi pışpışladı bir süre ...Farkediyoruzki eğer kızımızın bir sıkıntısı yoksa ağlamıyor , tam tersine gülücükler saçıyor.




19 Ekim 2009 Pazartesi

Binbir surat Asya....


Canım kızım ,seni ne kadar çok sevdiğimi kelimelere dökmek o kadar zorki .Sana her baktığımda kalbimde bir yer sızlıyor , içim titriyor.Hele o güzel gözlerindeki parıltıyla bakıp güldüğünde ruhum eriyor adeta...Minik prenses iyiki varsın , hayatımız seninle daha bir anlam kazandı.

17 Ekim 2009 Cumartesi

Dededen süpriz...


Bugün kızımın dedesi süpriz yapıp Asya'yı görmeye geldi.Bursa'ya gidecekmiş ,İstanbul'a gelmişken uğrayıp tatlı torununuda görmek istemiş.Kızım dedesini gördüğüne çok sevindi ,kocaman bir gülücük bile hediye etti dedesine ama fotoğrafta yakalayamadık bir türlü ...

14 Ekim 2009 Çarşamba

Çingene salıncağı...

Birkaç gündür kızımın artan ağlamaları ve bizim tükenen dayanma gücümüz neticesinde anneannede kalıyoruz.Gaz damlalarını iki gün ihmal ettik, bilmem o nedenlemidir; ağlama nöbetleri sıklaştı ve şiddeti arttı .Hiç bir şekilde susturamadık ,sadece küvetinde ılık suya girince rahatladı ,gülücükler saçmaya başladı.Anneannesine gelmek hepimize iyi geldi , birimiz yorulunca diyerine nöbetleşe devrettik ve yorgunluk bölüşülmüş oldu :)Dün akşam evimizdeydik ,babamız sabah işe giderken bıraktı bizi anneanneye .Biraz uyuduktan sonra uyanıp emdi ve sızlanmaya başladı ancak kızım kilo aldıkça kucakta sallama ,hoplatma işi artık belimize sırtımıza sancılar vermeye başladı,bizde bir çingene salıncağı kurduk salonda pencereden balkon kapısının koluna :)Aslında evimizde buna benzer bir salıncağımız vardı ,hamak almıştık bal kızımıza ama hamakta bu kadar rahat durmuyordu.Belkide salıncak daha sıkımı sardı bilmiyorum ama şu bir gerçek bugün sırtımız ve kollarımız hiç mi hiç yorulmadı :)
















İlk resim anneannedeki çingene salıncağı ,ikinci resim evimizdeki hamağımız.Aslında kızım epeyce büyüdüğü için hamağına sığmamaya başladı.Maşallah benim prensesime ;)

Tatlı prenses çevreye artık duyarlı...


Canım yavrum yaklaşık bir haftadır gözleriyle bizi takip ediyor.Anneannesinin aldığı bir çıngırak vardı ,ilk onunla denedik bakalım takip edebilecekmi diye , gerçektende başarılı bir deneme oldu.Önce sese baktı sonra çıngırağın yerini değiştirdikçe gözleriyle takip etti yavrucum.Hergün gelişimini izlemek gerçekten çok mutluluk verici.

10 Ekim 2009 Cumartesi

Kolik sancıları hala devam ediyor...

Dün anneanneye gittik ,kırkından sonra hediyelerimizi alalım diye.Büyük anneannesi kızıma kesme şeker okumuş,mendil hazırlamış , bunların yanında birde yumurtamızı aldık.Akşam babamız geç dönünce anneannede kaldık.Gece salonda uyuduk 4 kuşak (büyükanneanne , anneanne , anne ve kızı olarak :) ...)Gece uyandığında emzirdim bal peteğini ,sonra anneannesi uyuttu.Gerçekten kolik sancısı çok zor.Minnacık yavrum sancısı gelince nasılda zorlanıyor ,nasılda içli içli ağlıyor.Bugün gün boyu yine sıkıntılıydı yavrum ,bir türlü derin bir uykuya geçemedi bebeğim.Sürekli huzursuzlandı ve ağladı ,sürekli kucaktan kucağa gezdi.Bir ara kangurusuna koyup markete kadar gittik ,yolda sakinleşip uyudu ama eve gelince kaldığı yerden devam etti ağlamaya.Sanırım bu gece de anneannedeyiz.Şu kolik sancıları bir düzelse ,kızım bir rahatlasa .Hepimiz onun yerine sancı çekmeye razıyız , o iyi olsun başka bişey istemiyoruz....
İnfantil Kolik nedir ?
Sağlıklı bir bebekte barsak kökenli olarak en az günde 3 saat, en az haftada üç gün ve en az 3 hafta süren periyodik ağlamalardır.Ancak çok ağlamanın ölçüsü her anne baba için değişebilmektedir. Bu nedenle en basit tanım belirli aralıklarla oluşan ve ilk üç ay boyunca süren sebebi belli olmayan ve aileyi rahatsız edecek düzeydeki ağlamalar olarak yapılabilir. Kolik genellikle yaşamın ilk veya ikinci haftasında başlar. Altıncı haftada şiddetlenir. Bebeklerin %25 i günde 3 saatten fazla ağlamaktadır. 2-3. ayda, bazen de 4. ayda kendiliğinden kesilir.
Neden?
Koliğe yol açan nedenlerden kesin olarak bilinmemekle birlikte, bu bebeklerin daha hassas ve duygusal olduğu tahmin edilmektedir ,daha fazla kucağa alınmaya yada uykuya dalmadan önce kucağa gereksinimleri olduğu düşünülür.
Anne - babanın kişiliği ,bebeğe olan tavırları, bebek bakımı kolik oluşumunda rolü yoktur.. Bu nedenle bebeğin koliği için kendinizi kesinlikle suçlamayın.. Aşırı ağlamanın nedeni bebeğin çok gazlı bir bebek olması yada gazının olması değildir.Bu nedenle bebeğin gazını çıkarmak için ekstra uğraşılara ve özel biberonların kullanılmasına gerek yoktur.Koliğin nedeni karın ağrısı da değildir. Kolik esnasında bebeğin karnının sert hissedilmesinin nedeni, bebeğin ağlarken karın kaslarını kullanmasıdır. Bebeğin ağlarken bacaklarını karnını çekmesi kollarını büzmesi de normal ağlama pozisyonundan başka bir anlam taşımaz.

Tedavi: Koliğin hiçbir bilinen tedavisi yoktur.Ancak bazı önlemler yararlı olabilmektedir:
Beslenme ile ilgili öneriler:
1-Bebeğin beslenmesi sırasında uygun emzirme tekniği kullanılmalıdır. Bebek annenin göğsünün kahverengi kısmını tamamen ağzına almalıdır.
2-Beslenme sırasında çocuğun burnunun tıkalı olmadığına emin olunmalıdır. Eğer tıkalı ise açmak için serum fizyolojik kullanılabilir.
3-Beslenme sonrası çocuğun gazı çıkartılmalı ve çıktığından emin olunmalıdır.
4-Annenin diyetinden gaz yapan yiyecekler kaldırılmalıdır.
5-Eğer inek sütü alerjisinden şüpheleniliyorsa en az üç gün süre ile(ideali bir hafta) annenin diyetinden inek sütü çıkarılmalı ve bebeğin şikayetlerinin azalıp azalmadığı takip edilmelidir. Değişiklik yoksa, rahatça süt içmeye devam edebilirsiniz, çünkü emziren anne diyetinde günde 500 mililitre süt olması aslında kalsiyum ihtiyacının karşılanması açısından gereklidir.
6-Annede gaz yapan gıdalar bebektede gaz yapar. Baharatlı gıdalar, kuru baklagiller bazı sebzeler sorumlu tutulmuştur. Alkol ile çay-kahve de şüpheli maddelerdendir.
7-Eğer bebek mama alıyorsa gaz yapmayan mamalar tercih edilmelidir.
8-Bebeğin bulunduğu ortamda, evde sigara içilmemelidir.
9-Çocuğa gaz çıkartmasına yardımcı olacak uygun pozisyon verilmelidir

Davranışsal öneriler:
1-Bebek ağladığında kucağa alınarak sakinleştirmeye çalışılmalıdır. Bebeği sakinleştiren ritmik bir hareket, bebeği rahatlamaya uykuya dalmasına yardımcı olur. İlk birkaç ay ağlama nedeniyle kucağa alınan bebek şımarmaz.Bebeği kucağınıza alarak, bir sallanma koltuğuna oturarak, yavaşça sallanabilirsiniz.
Bebeği beşikte sallayabilirsiniz.Vibrasyon yaratan yada bebeği otomatik sallayan koltuklardan da yararlanabilirsiniz.
2-Saç kurutma makinesini düşük devir ve ısıda çalıştırarak bebeğin karnına tutabilirsiniz.Yan odada süpürge yada çamaşır makinesinin çalıştırılması yararlı olabilir.Arabayla kıza bir gezintiye çıkabilirsiniz.
3-Emzik, masaj, sıcak banyo, rezene , papatya, vs vs bitki çayları gibi bebeğe yardımı dokunabileceğini düşündüğünüz uygulamalar yapabilirsiniz..
4-Tüm yukarıdakiler hiçbir işe yaramaz ise Sleep Tight aygıtını deneyebilirsiniz. Bu alet bebeğin yatağının altına yerleştirilir. Hareket halindeki bir arabanan çıkardığı ses ve hareketlin benzerini bebeğin yatağında yaratır. Bu alet bebeklerin % 90' da yarar sağlar.

8 Ekim 2009 Perşembe

Kızım 40 ını doldurdu ....

Ne çabuk geçti böyle ,40 gün olmuş bugün.Kırkını çıkardık çok şükür :) Bakalım kırkından sonra değişiyor diyenleri haklı çıkaracak mı kızım.Dün hastaneden arkadaşlar geldi ,prensesin kırkını çıkarmak için.Manevi teyzeleri İlknur ve Sibel ,manevi halası Nazlı ile birlikte yıkadık minnoşumu.Önce kırk tane mısır tanesinin her birini kırk defa okuduk ,sonradan Olgun'dan öğrendikki her bir taneyi bir kez okumak yeterliymiş.Sonra kırk fasulye tanesi okundu ama bu kez her biri bir kez :)Evimize nurlar yağdı kızım sayesinde .Bunları yıkanacağı suyun içine koyduk.Bir sürahi suyuda kenara ayırdık kıyafetlerine serpmek için.Canım kızım suyu sevdiği için yıkanırken problem olmadı ama banyo sonrası benim de yıkınmam gerektiğini ancak bundan sonra kızımı emzirebileceğimi söylediler(aslında biz her aşamayı İlnur'un eşi Olgun'a sorduk ,hoca efendinin sözleri doğrulusunda yapıldı herşey :).... ) .O sırada biraz gözyaşı döktü miniğim .Hepinize çookk teşekkür ederiz , sizin gibi arkadaşlarımız oluğu için çok mutluyuz...

Bugünde büyük anneannemizin okuduğu tezbihlerle anneannemiz geldi kırkı için .Durulama suyuna bu tezbihlerle babaannesinin kızıma taktığı bileziği koyduk ,banyodan sonra bu suyla duruladık.Yani kızımın kırkı ,kırk gün kırk gece sürmesede biraz uzunca oldu :) ....



4 Ekim 2009 Pazar

Tatlı su perisi ,minik prenses suyu çok seviyor...

Minik prenses tam bir su çocuğu olacak gibi.Ağlarken suya soktuğumuzda sakinleşiyor.





2 Ekim 2009 Cuma

Tüm ailenin gözbebeği ...


Her iki ailenin de ilk torunu inci tanem....seni çoookkk seviyoruz prensesim...