Daisypath Happy Birthday tickers

Daisypath - Personal pictureDaisypath Happy Birthday tickers

29 Ekim 2010 Cuma

14 .ayında Asya'm...

Cumhuriyetimizin 87. yılında sen 14.aynı doldurdun prensesim.Bu ayki gelişimin de gayet iyi canım kızım.1100 gr ,78cm sin.
Artık ne istediğini gayet iyi biliyorsun .Yemeğini yerken ,istediğin birşey olursa başınla işaret edip "ıııı.." diyorsun.Ne istediğni bulana kadar "kızım bu mu ,kızım şu mu?.." diye sorup duruyorum.Bulupta alırsan istediğini ,yüzündeki keyif ifadesi görülmeye değer doğrusu.
Bu zamanlarda en çok sevdiğin şey kalemle bişeyler çizmeye çalışmak .Bir yerden eline bir kalem alırsan gelip ,beni çekiştiriyorsun ,kalemi uzatıp yine "ıııı.." deyip ,başını yana eğip bakıyorsun :) "Hadi kızım kağıt alalım da yazı yazalım "deyince peşimden koşturup geliyorsun.
Geçenlerde birgün oturduğum yere gelip elimden tuttun ve çekiştirdin ,sonra elinle o meşhur "gel gel " işaretini yaptın yine başını yana eğerek."Efendim kızım ,geliyorum seninle ,ne istersin acaba?" dedim ve seni takip etmek üzere kalktım.Kalktığımı görünce beni mutfağa götürdün ,tezgahı işaret edip "ııı.." dedin :) "Su mu istiyorsun bebeğim ?Hadi su içelim" .Bir bardak suyunu içtin ,doyunca bardağı bana uzatıp tezgahı işaret ederek "ıııı.." deyip bardağı yerine koymamı istedin :)) Velhasıl ,artık birilerinden bişeyler istemeyi öğreniyorsun.Neyi nasıl istemen gerektiğini gayet güzel çözmüşsün...
Teyzenin cüzdanını bulup karıştırmayı seviyorsun....
Asya'm ve sevgili köpeği Sad Sam... :)
Minik kızım sanki yıllardır kalem tutarmış gibi ,yerinde bir türlü duramadan bir sağa bir sola dönerek karalama yapmaya çalışıyor :))Yaramazlığın sınırı yok .Çekyatı açık gördüğün dakikada içene atlamayı başardın kaşla göz arası :)İşte bir yazma denemesi daha.Çok önemli bir iş yapıyor küçük hanım ,yüzündeki ifadeden bu işi gerçekten ciddiye aldığı belli :))

27 Ekim 2010 Çarşamba

Dilbaz melek...

Şimdilerde o kadar çok konuşmaya çalışıyorsunki ,bazen bize laf tanımıyorsun.Bişey anlatacak oluyoruz birbirimize ,bir bakıyoruz sen o güçlü sesinle kendi dilinde konuşup sesimizi bastırmışsın ve biz birbirimizi duyabilmek için bağırarak konuşmaya başlamışız. :) Dilin çok güzel dönüyor hecelere ama henüz anne demiyorsun .Tabi ağlarken ve bişey istediğinde canhıraş bir şekilde ağzından çıkan "aannneee" yi saymazsak :)
Kaga=karga ,papa=pasta ,kene -köne -söne (ne anlama geldiklerini çözemedin hala :) ) , teyde=teyze ...

23 Ekim 2010 Cumartesi

Asya gazete okuyor :))

Minik prensesim ,kitapları ,kağıtları ,gazeteleri çookk seviyor ... :) Bugünde yere uzanmış ,gazeteyi inceleyip kendi kendine konuşurken gördüğümde dayanamadım fotoğrafını çektim...

17 Ekim 2010 Pazar

İlk Taksim gezisi...

Bugün ilk defa Taksim'e gittin bebeğim.Harbiye'deki Orduevine arabamızı parkedip ,Taksim meydanı'na doğru yürüdük.Tüm İstiklal caddesini bir uçtan bir uca gezdik birlikte.Kalabalık bir hayli ilgini çekti herzamanki gibi ama arabanda oturmayı pek istemedin.Baban omuzlarında taşıdı seni bir süre sonra bana uzandın .Terkos pasajına gitmek istedi baban ama o kalabalık içinde seninle pek mümkün olmadı gezmek çünkğ ne gördüysen çekip almaya çalıştın :)
Yanımıza makine almadık ,fotoğrafımız yok o güne dair ama evden çıkmadan önceki hazırlık fotoğrafı var bir tane .Sen üzerini giyinmiş bizi beklerken bilgisayarla oyalandın :))

Dayının nişanı...

Aslında 2 gün önce ayın 16'sındaydı dayının nişanı ama bugün yazabiliyorum ...Bugün çok telaşlı bir gündü ,sabah kalktığımız gibi hazırlanma işlerine koyulduk.Çorlu'ya gideceğimiz için yola erken çıkmak gerekiyordu.Sen meleğim ,herzamanki gibi etrafımızda dönüp durdun ,ara sıra kucak istedin ...Benim çok büyük bir dikkatsizliğim ,senin minik pamuk elinin yanmasına neden oldu :( Ütüyü ,ütü yaptıktan sonra soğuması için bıraktığım yer senin ulaşabileceğin kadar yakınmış sana ,bunu çok geç anladım.İnsan hayatta birinin acısını alıp kendi çekmeyi istermi ?Ben istedim ,keşke senin yerine benim elim yansaydı...İçim parça parça oldu senin elini ütüde görünce ,çılgın gibi koşup elinden aldıysamda ,hemen soğuk suya tuttuysam da olan olmuştu ne yazık.Kendime o kadar çok söylendim , o kadar perişan hissettimki kendimi ,eline her bakıp canının ne kadar yandığını düşündükçe yokolmak istedim resmen..."Allah'ım sen koru miniğimi ,ben beceremiyorum galiba "diye düşündüm.Sen ağladıkça ben ağladım...Ama bebeğim o kadar dayanıklısınki ,elin acıdıkça buz torbasına uzandın ,ağlamak yerine gülücükler dağıttın...Yanık kremleri sürdüm eline .Yolda gideken arabada uyudun...Tüm gün boyunca elin nedeniyle asla bir sızlanman olmadı benim kahraman prensesim...Senin yerinde başka bir çocuk olsa sanırım tüm akşamı ağlayarak geçirirdi.Oysa sen hepimize yine o güzel gülüşünle neşe kattın.
Dayının nişanı çok keyifli geçti.Önce evde kısa bir isteme ,nişan ,ailelerin tanışması ,takı takma ,pasta kesme merasimi ve sonrasında dışarıda bir akşam yemeği ile tamamlandı gün...Allah tamamına erdirsin ,çok mutlu olsunlar inşallah dayın ve Tuğba ablan...

İşte birlikte bir fotoğraf... Ara sıra canın sıkılınca ,seni restorantın bahçesine çıkardık babanla...
Piyanist amcanın da dikkatini çektin.Büyük bir merakla yanına gidip onu ve piyano çalışını izledin.Sana el verdi ,piyano tuşlarına dokunup senin eline tuttu ,"inşallah sen de çalarsın" dedi.
Bahçede birlikte bir resim hiç fena olmaz...

13 Ekim 2010 Çarşamba

İşte bir ilk daha...kendi kendine uyku :)

Bu gece herzamanki gibi rahatsız bir uyku uyuduk.Sürekli kıvrandın ,döndün durdun :) Haliyle sabaha ben yine çok yorgun ve uykuluydum ,dolayısıyla uyanamadım sen kalkınca.Anneannen aldı seni yanımdan .Biraz huzursuzmuşsun ,sanırım erken kalktığın için olmalı.
Öğlene doğru koltukta seninle "fışfış kayıkçı" oynadık ,bayıldın ,kıkır kıkır güldün :) Sonra koluma yaslanıp televizyondaki reklamlara daldın,Reklamlar bittiğinde yerinden kıpırdamayınca birşeylerin garip gittiğini düşündüm çünkü reklam sonrası hemen hareketlenirsin normalde.Kolun hafifçe düştü ,eğilip baktım uyumuş kalmışsın öyle...Hemde emziksiz... :) O kadar tatlıydınki anneannene seslendim ,hemen fotoğrafımızı çekti O da .:)

10 Ekim 2010 Pazar

Araba koltuğu...

Evet nihayet araba koltuğunuda aldık.Tereddütlerimiz var aslında ,koltuğunda oturup oturmayacağın konusunda.Şu zamana kadar hep kucağımda oturtmaya çalıştım otomobille seyehatlerimizde.O kadar hareketlisinki ,bir saniye yerinde durmuyorsun.Bir aşağı bir yukarı ,minik bir kurt gibi kımıl kımıl ,kıvrak ve elastiksin :)Bir an kucağımdayken ,bir an yere iniyorsun arabada.İstediğin gibi hareket edemezsen,kıyametler kopuyor ...Bakalım bir kemerle koltuğa bağlanmaya tahamül edebilecekmisin yoksa arabayı bize dar mı edeceksin :))...İşte ilk tecrübemizin sonu...Önce ne olduğunu anlamadığın ilk dönem ,sonra keyifli bile sayılabilecek ikinci dönem ,sonra ağlayarak bana uzandığın en iç burkan 3.dönem ve ağzına emziği koyduktan sonra uykuya daldığın o müthiş keyifli 4 .dönem.Heyyy ,araba koltuğu işe yarıyorrrr!!!......

8 Ekim 2010 Cuma

Hava ne kadar soğudu böyle...

Sonbahar soğukları bastırdı birkaç gündür.Yazın sadece bezinle geziyordun ,sonrasında bir atlet giymeye başladın ama artık kilotlu çorabına kadar iyice sıkı giyinmen gerekiyor üşümemen için...