Aya Yorgi kilisesi Büyükada'nın en yüksek noktalarından birinde konumlanmış.Ortodoks kilisesi'nin otoritesi sayılan başpiskoposluğun Türkiye'de kabul ettiği kilise olma özelliği taşıyor.Bu kilise ,Hırıstiyanların 2 Hac noktasından (diğeri Efe'teki Meryem Ana Kilisesi) biri kabul ediliyor.Yılın iki tarihinde (23 nisan ve 24 Eylül) ziyaetçi akınına uğruyor.
Anlatılana göre Bizans döneminde işgal altında kalan kilisedeki ikona ve kutsal cisimleri kurtarmak için papazlar bu cisimleri toprağa gömmüşler.Aradan geçen yıllardan sonra Aziz Aya Yorgi bir çobanın rüyasına girmiş ve kiliseye uzanan yolu çan sesini duyana kadar yürüyüp çan sesi duyduğu yerde kazmasını istemiş.Çoban bu yolu hiç konuşmadan çıkmış ve rüyasındaki olaylar gerçekleşmiş.İşte yılın iki vakti insanlar bu yolu hiç konuşmadan çıkıyorlar ,ellerindeki makaraları çevredeki çalılara takarak ilerliyorlar böylece dileklerinin gerçekleşeceğine inanıyorlar.
İşte biz bu yolu ,hiç durmadan konuşarak ,"bu yol ne zaman bitecek ,ne kadar dik bir yokuş ,çok susadım ,değermi acaba bu yokuşu çıkmaya ,Asya'nın yerinde olsaydım da arabada ben yatsaydım :) .... vs.vs.vs. "diyerek çıktık .Yokuşun başında ilk önümüze çıkan ,küçük kilise binasına uzanan bir küçük meydan oldu .Asya'm dik yokuş boyunca ilk defa ayağını orada yere bastı ve koşturmaya başladı :)
Ağaca tırmandın...Oradan adayı kuşbakışı seyretme fırsatın oldu :)
Biraz daha ilerleyince Adaları ve denizi kuşbakışı gören ve yemek yeme inkanı olan açıklığa çıktık ve kalabalık bir grup olduğumuzdan iki masa birleştirerek güzelim manzaraya karşı oturduk.Nasılki fayton kuyruğunda beklemek gerektiyse çıkışta ,burada da yemek kuyruğu bir hayli uzundu ve yarım saat belkide daha fazla beklemek gerekti.Bu arada sende çevreyi keşfe başladın.Bir köpekcik vardı ,onu bir hayli rahatsız ettin.Zavallı hayvan nereye kaçarsa kaçsın gidip buldun ve uyumasına bir türlü müsade etmedin :) ama tüm tacizlerine rağmen sana gayet kibar davrandı zavallıcık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder